Özgünlük Oranı %0 Olmalı mı? Gerçekten Ne Kadar Düşük Olmalı?

  • Anasayfa
  • Bloglar
  • Özgünlük Oranı %0 Olmalı mı? Gerçekten Ne Kadar Düşük Olmalı?

Giriş

Akademik yazım sürecinde benzerlik oranı, çalışmanın özgünlüğünü ölçmek için kullanılan teknik bir göstergedir. Ancak bu oran zamanla bir takıntıya dönüşmüş ve birçok kişi için “%0 olmalı” gibi katı bir algıya neden olmuştur.
Peki, özgünlük oranı gerçekten %0 olmak zorunda mı?
Bu oran neyi temsil eder ve akademik geçerlilik açısından asıl önemli olan nedir?


📌 Özgünlük Oranı Nedir?

Özgünlük oranı, bir metnin dijital ortamdaki diğer kaynaklarla ne düzeyde benzeştiğini gösteren yüzdelik bir değerdir. Genellikle Turnitin gibi benzerlik tespit yazılımlarıyla ölçülür ve akademik kurumlar tarafından belli aralıklarla değerlendirilir:

  • %0–15 → Kabul edilebilir ve çoğu zaman risksiz

  • %15–30 → Gözden geçirilmesi gerekebilir

  • %30 ve üzeri → Etik risk taşır, akademik sonuç doğurabilir


🧠 %0 Benzerlik Gerçekçi midir?

Her ne kadar “%0 oran” kulağa mükemmel gibi gelse de, bu durum akademik bir metin için gereksiz ve hatta zaman zaman sorunlu bir beklentidir.

Neden mi?

  1. Kaynakça bölümleri, sabit ifadeler, zorunlu terimler Turnitin tarafından benzer olarak algılanabilir.
    Örneğin: “Bu çalışma X Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde...” gibi standart cümleler oranı %0’da tutmayı zorlaştırır.

  2. Alıntıların etik şekilde verilmesi benzerlik oluşturabilir ama bu sorun değildir.
    Doğru kaynak gösterilmişse ve alıntı kurallarına uyulmuşsa, bu bölümler Turnitin tarafından işaretlense bile intihal sayılmaz.

  3. Turnitin, bazı sistemik tekrarları (örneğin APA biçiminde yazılmış kaynakları) da benzerlik olarak sayar.


✅ Asıl Önemli Olan Ne?

  • Benzerlik oranı değil, benzerliğin niteliği

  • İçeriğin gerçekten size ait olması

  • Kaynakların doğru gösterilmesi

  • Parafraz, alıntı ve yorumun dengeli kullanımı

Yani özgünlük, sadece sayısal bir oran değil; akademik bir duruş ve ifade biçimidir.

Özgünlük Oranı Neden Düşük Olmalı Ama %0 Olmak Zorunda Değil?

Akademik yazımda özgünlük oranının düşük olması, metnin başkasına ait ifadelerden arındırıldığını ve yazarın kendi cümleleriyle konuyu ele aldığını gösterir. Bu durum, hem akademik etik hem de bilimsel özgünlük açısından çok önemlidir.
Ancak bu oranın mutlaka %0 olması gerektiği düşüncesi, yanlış bir algıya dayanır.


📌 Neden Düşük Olmalı?

  • İntihal riski azalır
    Alıntı yapılmadan aktarılan ifadeler benzerlik tespitine takılabilir. Bu da etik ihlale yol açabilir.

  • Özgün bakış açısı ortaya çıkar
    Kendi kelimelerinle yazmak, yalnızca oranı düşürmekle kalmaz; aynı zamanda yazının analiz gücünü artırır.

  • Akademik onay süreci kolaylaşır
    Üniversiteler genellikle belirli bir eşik belirler (%15–20 gibi). Bu sınırın altında kalmak, metnin onay sürecini hızlandırır.


🧠 Neden %0 Olması Gerekmez?

  • Kaynakça, başlık sayfası, standart bölümler benzerlik gösterebilir
    Turnitin gibi araçlar, literatürde zaten mevcut olan terimleri veya şablon ifadeleri de tarar.

  • Doğru yapılmış alıntılar benzerlik içerir ama etik soruna yol açmaz
    “(Yılmaz 2022, 85)” gibi doğru referans verilmiş alıntılar Turnitin’de renkli işaretlense bile bu bir sorun değildir.

  • Akademik yazım bir sentez işidir
    Literatürdeki bilgiyi tamamen sıfırlamak mümkün değildir; önemli olan onu nasıl yorumladığınız, hangi cümlelerle ifade ettiğinizdir.


🎯 İdeal özgünlük oranı nedir?
%10–15 arası, kaynakça hariç tutulduğunda risksiz kabul edilir.
Ancak asıl ölçüt oran değil, metnin ne kadar sahici, etik ve size ait olduğudur.

Sonuç

Özgünlük oranı, bir çalışmanın etik ve bilimsel geçerliliği açısından önemli bir göstergedir. Ancak bu oranın mutlaka %0 olması gerekmez. Asıl önemli olan, bilgiyi nasıl aktardığınız, kaynakları nasıl kullandığınız ve yazının ne kadar size ait olduğudur.

Doğru kaynak gösterimi, dengeli alıntı kullanımı ve etkili parafraz teknikleriyle hazırlanan bir metin; hem düşük benzerlik oranı sağlar hem de akademik düzeyde değer taşır.

Unutulmamalıdır ki:

🎓 “Özgünlük sadece oranla değil, içerikle ölçülür.”

Yani akademik yazım sürecinde önemli olan, sayılara değil; sahip olduğunuz düşünceye, katkıya ve etik duruşa odaklanmaktır.